HDP Kocaeli Milletvekili Gergerlioğlu, “Başbağlar Katliamında Hayatını Kaybedenleri Anma ve Yas Günü Teklifi: Failler yakalansın, katliam, katliamdır; yapanın ya da maruz kalanın kimliğinin ne olduğu sorulmaz.”
Hakların Demokratik Partisi (HDP) Kocaeli Milletvekili Dr. Ömer Faruk Gergerlioğlu, “5 Temmuz 1993 Başbağlar Katliamında Hayatını Kaybedenleri Anma ve Yas Günü İlan Edilmesi Hakkında Kanun Teklifi” verdi.
Gergerlioğlu’nun teklifi şöyle:
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA
5 Temmuz gününün “5 Temmuz 1993 Başbağlar Katliamında Hayatını Kaybedenleri Anma ve Yas Günü İlan Edilmesi Hakkında Kanun Teklifi” gerekçesi ile birlikte ekte sunulmuştur.
Gereğini saygılarımla arz ederim.
GEREKÇE
Cumhuriyet Tarihinde, Türkiye sınırlarında bilinen en az 118 katliam gerçekleşmiştir. Bunlardan çok azının faili yakalanmış adalet karşısına çıkarılmıştır. Bu faillerin çoğu da ya çok az yani komik bulunabilecek cezalar almışlar ya da sembolik cezalarla asıl azmettirici faillere ulaşılamamıştır. Bu katliamlarda çeşitli dini, etnik, siyasi vb. gruplar hedef alınmış yüzlerce masum insan hayatlarını kaybetmiştir. Yaşanan katliama hangi grup maruz kaldıysa pek çok insan için acı maalesef sadece o grubun acısıymış gibi algılanmıştır.
Cumhuriyet Döneminde yaşanan 118 katliamdan biri de Başbağlar Katliamı’dır. 2 Temmuz 1993’te Pir Sultan Abdal Şenlikleri için Sivas’ta bulunan yazar ve sanatçılardan oluşan 33 kişi, kaldığı otelde yakılarak öldürülmüştü. Bu katliamdan üç gün sonra Erzincan’ın Kemaliye ilçesine bağlı Başbağlar köyüne silahlı bir grup tarafından düzenlenen baskında da 33 kişi hayatını kaybetmiştir.
Katliam sonrasında 1994 yılında Erzincan DGM’de başlayan Başbağlar Katliamı davası, sonra İzmir DGM’ye taşınmış, ardından da 1998’de dava takipsizlikle kapatılmış, 2013 yılında ise tarihin en karanlık katliamlarından birisi zaman aşımına uğramıştır. Aynı yıl katliamda yakınlarını kaybeden ailelerin meclis araştırma komisyonu kurulması talebi de reddedilmiştir!
Ayhan Çarkın’ın Başbağlar da dahil bir çok katliama bizzat katıldığını açıklaması rağmen bu iddia soruşturulmamıştır! Mahkeme hakimlerinden Şakir Kadıoğlu’nun “O davada hiçbir sanık suçlu değildi. Olay yeri incelemelerini savcı değil, oradaki görevli bir asker yaptı. O kimin adını yazdıysa, mahkeme karşısına da o çıkarıldı. Başbağlar Türkiye’nin hukuk tarihinde bir yüz karasıdır. Yazıktır, günahtır” açıklaması da davanın yeniden görülmesini sağlayamamıştır. Başbağlar Katliamı’ndan yaralı kurtulan muhtar Ali Akarpınar’ın Anadolu Ajansı’na verdiği şu röportajda şunları anlattı: “Başbağlar adalet arıyor. Çalmadığımız kapı, gitmediğimiz makam kalmadı ama bu güne kadar sonuç alamadık. 1994 yılında Devlet Güvenlik Mahkemesinde (DGM) başlayan davanın 4 duruşması Erzincan, 24 duruşması İzmir DGM’de görüşüldü.
1998 yılında Başbağlar olayı takipsizlikle kapandı. Daha sonra sivil ve yargı önünde birçok denemelerimiz oldu. 2013 yılında 23. dönem Türkiye Büyük Millet Meclisi İnsan Hakları Komisyonuna da davamızı anlattık. Oradan da sonuç alamadık.
Devlet Denetleme Kurulu’na elimizdeki bilgi, belge ve dokümanlarla gidip yedi saat açıklama yaptık. Dava dosyası Sivas olayı ile birleştirildi ancak Sivas olayıyla ilgili rapor hazırlandı, Başbağlar ile ilgili hazırlanmadı. O dosya içinde Başbağlar’a tek satır yer verilmedi.”
Başbağlar Katliamı’nın üzerindeki sis perdesinin kaldırılması toplumsal vicdan ve barış için zorunludur! Başbağlar’da yakınlarını kaybeden ailelerin adalet talebi toplumsal olarak sahiplenilmelidir.
Başbağlar Katliamı insanlığa karşı işlenmiş bir suçtur. Bu suçun zaman aşımı yoktur. Başbağlar Katliamında hiçbir grup ya da makam savunma psikolojisine girmeden konunun araştırılmasına destek olmalıdır. İktidar Başbağlar Katliamı’nın her yıl dönümünde hamasi söylemleri bırakmalı ve Başbağlar Köyü halkının da talebi olan gerekli inceleme ve araştırmalar için TBMM bünyesinde bir araştırma komisyonu kurulmasına önayak olmalıdır.
Katliam, katliamdır; yapanın ya da maruz kalanın kimliğinin ne olduğu sorulmaz. Bir daha asla düsturu çerçevesinde herhangi bir etnik, dini ya da herhangi bir başka farklılığı sebebiyle bir guruba linç, katliam, soykırım gerçekleştirilmesini önlemek için; ülkemizde bir yüzleşme kültürünün oluşabilmesi için, yukarıda belirttiğim sebepler çerçevesinde ‘5 Temmuz 1993 Başbağlar Katliamında Hayatını Kaybedenleri Anma ve Yas Günü’ kanun teklifini hazırlanmış bulunmaktayım.
MADDE GEREKÇELERİ
MADDE 1- 5 Temmuz’un, 5 Temmuz 1993 Başbağlar Katliamında Hayatını Kaybedenleri Anma ve Yas Günü olarak ilan edilmesi amaçlanmıştır.
MADDE 2- Yürürlük maddesidir.
MADDE 3- Yürütme maddesidir.
5 TEMMUZ 1993 BAŞBAĞLAR KATLİAMINDA HAYATINI KAYBEDENLERİ ANMA VE YAS GÜNÜ İLAN EDİLMESİ HAKKINDA KANUN TEKLİFİ
MADDE 1- Her yılın 5 Temmuz günü, 5 Temmuz 1993 Başbağlar Katliamında Hayatını Kaybedenleri Anma ve Yas Günü’dür. 5 Temmuz gününü içine alan hafta boyunca ilgili kurum, kuruluş ve sivil toplum örgütleri iş birliğiyle anmalar ve nefret söylemi, linç ve soykırım konusunda duyarlılığı artırmaya yönelik etkinlikler düzenlenir.
MADDE 2- Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
MADDE 3- Bu Kanun hükümlerini Cumhurbaşkanı yürütür.